top of page
orta-asyadaki-ilk-kultur-merkezleri.jpg

Türklerin Tarih Sahnesine Çıkışları ve İlk Türk Kültürleri

İlk Türk kültürleri, arkeolojik kazılardan elde edilen bulgularla derinlemesine incelenmektedir. Bu kültürlerin temel özelliği, bozkır kültürü olarak tanımlanmasıdır. Bozkır kültürü, mevsimsel değişikliklere uyum sağlayarak hareketli bir yaşam tarzını benimsemekte ve at ile koyun gibi hayvanlara dayalı bir yaşam biçimini yansıtmaktadır. Bu dinamik yapı, Türklerin tarih boyunca gösterdiği adaptasyon yeteneklerini de ortaya koymaktadır.

İlk Türk kültürleri, aslında yerleşik bir yaşam biçimine dayanmaktadır. Geçim koşullarındaki değişimler, hayvan popülasyonundaki artış ve su ile ot kaynaklarının yetersizliği, insanların bu kaynakları aramak amacıyla farklı bölgelere göç etmelerine yol açmıştır.

 

MÖ 7000 - 5000 yıllarına tarihlenen Anav Kültürü, bireylerin pişmiş tuğladan inşa edilen evlerde yaşadığı, çiftçilik, dokumacılık ve hayvancılık gibi faaliyetlerle geçim sağladığı bir dönemi temsil etmektedir. Bu bağlamda, Anav Kültürü, Türk kültürü olarak değerlendirilmektedir ve yaşam koşullarına bağlı olarak tam yerleşik hayattan uzaklaşmayı da göstermektedir.

Afanesyevo Kültürü, Altay-Sayan bölgesinde keşfedilen ve MÖ 3000'lere kadar uzanan önemli bir tarihsel dönemi temsil etmektedir. Bu kültürde Türkler, hem konargöçer çoban hem de avcı ve çiftçi olarak çeşitli yaşam biçimlerini benimsemişlerdir. At, bu dönemde Türk toplumunun hayatında merkezi bir rol almış ve bakır ile tunç işleme becerileri gelişmiştir. Bu unsurlar, Afanesyevo Kültürü'nün zengin ve çok yönlü yapısını ortaya koymaktadır.

Andronovo Kültürü, MÖ 2000'lere kadar uzanan bir zaman diliminde, Batıda Ural Irmağı'ndan doğuda Hakasya'ya kadar yayılan geniş bir coğrafyada gelişmiştir. Bu dönemdeki Türk toplulukları, bozkırda konargöçer yaşam tarzını benimseyerek hayvancılığı ustalıkla yürütmüşlerdir. At ve koyun, bu kültürün temel unsurları olarak Türk yaşamının merkezinde yer alırken, aynı zamanda bu kültür, ilk teşkilatlı atlı savaşçıların öncüsü olarak da tanımlanabilir. Madencilik ve metal işleme konusundaki yetkinlikleri, kültürel gelişimlerinin önemli bir göstergesidir.​

Karasuk Kültürü, Andronovo döneminin ardından, MÖ 700'lere kadar uzanan bir dönemde önemli bir yer tutmaktadır. Bu dönemdeki insanlar, demir işleme becerileriyle tanınıyorlardı. Ayrıca, bozkır kültürü derin bir şekilde yaşanmakta ve sosyal yaşamın dinamiklerini şekillendirmekteydi. 

Güney Sibirya sahasında, MÖ 8. yüzyıldan sonra görülen Tagar Kültürü döneminde güneyden gelen topluluklarla bölge insanı karışmıştır.

MÖ 4. yüzyılda başlayan Taştık Kültürü ise doğrudan doğruya sayılan kültürlerin devamıdır. Bu kültürde de at çok önemlidir, insanlar ok, metalden yapılan balta, bıçak gibi silahları da iyi biliyorlardı.

Yazılı kaynaklara geldiğimizde ise:

 

Çin kaynaklarında MÖ 8. yüzyıldan itibaren bahsedilen ve ortak özellikleri konargöçerlik olan çeşitli topluluklardan bahsedilmektedir. Çinliler, doğu ve kuzeydoğusundakilere Yi, kuzeydekilere Di, batısındakilere Rong demişlerdir. Di'lerin (veya Ti'ler) deri, kürk giydikleri, yiyecek olarak tahılı pek bilmedikleri, esasen et yedikleri kaydedilmektedir. Di'lerin "Ak" ve "Kızıl" olarak ikiye ayrılmaları Türk tarihinde devamlı görülen bir ayrımdır. Rong'lar da genelde Di'ler ile bir tutulmakta, her ikisinin de hayvancılıkla uğraştığı söylenmekte ve hatta Rong'lar bazen kuzeye yerleştirilip Di'ler ile bir tutulmaktadır. Di'ler bu toplululuklar arasındaki en güçlü olanıdır ve diğerleri onların idaresi altında birleşmişlerdir. 

Bir de Hu gibi adlar vardır ve genel olmakla birlikte bazen Çin'in batısındaki yerleşik halklara verilmektedir. Askerliği iyi bilen, dağınık teşkilatlı topluluklar olarak bahsedilen bu topluluklar, çeşitli Çin devletleriyle ilişkiler kurmuşlardır. Daha sonraki dönemde Hun'larla ilgili kayıtlarda Hun'ların atası olarak Di'ler ve Rong'lar gösterilmiştir. Başka bir örnek olarak 5-6. yüzyıldaki Türk boyları olan Töleslerin Kızıl Di'lerden geldiği ifade edilmektedir. 

Hint kaynaklarında ise MÖ 2. yüzyıldan itibaren Hindistan'a yapılan Türk akınlarının sonucunda Türkler, Turuşka gibi adlarla anılmaya başlamışlardır. Kuzey Hindistan'a gelen bu Türk toplulukları demiri çok iyi işliyorlardı, at, tekerlek, at arabası gibi bozkırlı icatları Hindistan'a getirmişlerdi. Teknik ve askeri bakımdan yerli halkın çok ötesindeydiler.

 

İlk Türklerin ortaya çıktıkları bölgeleri, eski Türk mezarları olan kurganlar, kaya resimleri, damgalar, çeşitli arkeolojik kalıntılar sayesinde öğreniyoruz.  Bu kalıntılardan Altay Dağları, Altay-Sayan Dağları, İrtiş Irmağı ile Urallar arası, Ural Dağları, Hazar Denizi'nin doğusundaki düzlükler, Baykal Gölü'nün batı tarafları, Doğu Türkistan'ın kuzey yerleri gibi yerlerin Türklerin ilk ortaya çıktıkları yerler olduğu tespit edilmiştir.

 

İlk Türklerin bir kısmı toprakların geçinmek için yetmemesi, olumsuz iklim şartları, siyasi anlaşmazlıklar, başka yerlere hükmetme arzusu gibi sebeplerle yüzyıllar içinde ana yurtlarından yayılıp Tanrı Dağları, Kuzey Çin, Ordos, Gansu, Doğu Türkistan, Moğolistan, Maveraünnehir, Harezm, Hindistan, Ön Asya, Anadolu, İdil-Ural Bölgesi, Hazar Denizi'nin kuzey kıyıları, Kafkaslar, Balkanlar, Orta Avrupa gibi yerlere gitmişlerdir.

 

Bu göçler doğrudan yurt tutmak üzere yapılan seferler suretinde olduğu gibi, boy ve ailelerin parça parça göçleri şeklinde de olmuştur. Bu ikinci gruptaki Türkler, uzak yerlerdeki toplumların içine girmiş ama kimliklerini kaybetmeden yaşamış ve hatta yüksek askerlik ve yöneticilik yetenekleriyle bir zamanlar içinde göçmen olarak yaşadıkları toplumun başına geçmişlerdir. Göçlerden sonra Türklerin bir kısmı, bozkır dışında ekilebilir tarlaların olduğu köylerde çiftçilik, şehirlerde tüccarlık, zanaatkarlık yapmıştır. Çiftçi ve şehirli Türkler, orman ve bozkırdaki Türklerden farklı bir hayat tarzına sahiptir. Bu Türkler, özellikle Maveraünnehir ve Doğu Türkistan sahasında çok görkemli şehirler kurmuşlardır. Böylece Türk kültürü ve sanatının bir ayağı bozkırda, bir ayağı ise şehirde olmuştur.  

 

 

​​

altaylar.PNG
Ekran Alıntısı.webp
bottom of page